İlk olarak Kadirli İlçesinde Adana 2 Nolu Şube Başkanı Ferhat Utlu’ya taziye ziyaretinde bulunan Dolgun, daha sonra sırasıyla Çukurova İlçe Milli Eğitim Müdürü Ayhan Dağlı, Seyhan İlçe Milli Eğitim Müdürü İzzettin Aydın, Yüreğir İlçe Milli Eğitim Müdürü Murat Çelik, Yüreğir Belediye Başkan Yardımcısı Murat Bilal ve Yüreğir Belediye Başkanı Fatih Kocaispir’i ziyaret ederek çalışmalarında başarılar diledi.
Türk Eğitim-Sen, kökleri sağlam temellere oturmuş büyük ve güçlü bir teşkilattır.
Adana 1 No’lu ve 4 No’lu Şubelerinin düzenlediği istişare toplantılarına da katılan Dolgun, burada şube yönetim kurulu üyeleri, ilçe ve işyeri temsilcileri ve üyelerimizle bir araya geldi. Toplantılarda yaptığı konuşmalarda girilmemiş son kalenin Türk Eğitim-Sen olduğuna dikkat çeken Dolgun, “Her koldan saldırdınız, farklı yerlerden destek aldınız ama olmadı, olmayacak. Kuşattık sandınız yine olmadı. Türk Eğitim-Sen’i şimdi bitirdik diye sevinç naraları atmaya başladınız yine olmadı. Hesaplayamadığınız, düşünemediğiniz; Türk Eğitim-Sen’in, genel başkanından şube başkanına, kadın komisyonlarından ilçe temsilcisine, işyeri temsilcisine, üyesine kadar cesur, yürekli, vatan sevdalısı, her zaman ve şartta eğitim çalışanlarının yanında saf tutup kazanım elde etmeleri noktasında mücadele eden, kökleri sağlam temellere oturmuş büyük ve güçlü bir teşkilat olduğudur” dedi.
Mayıs ayında yetkiyi alacağız.
Mayıs ayında yetki döneminde Türk Eğitim-Sen’e haksız ve pervasızca saldıranlara yetkili sendika olarak gereken cevabı vereceklerini bildiren Dolgun, “Teşkilatımızın güçlü inançlı ve azimli 251 bin üyesine bin selam olsun. Yetkili sendika olma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz” diye konuştu.
Eğitimcilerin itibarı artırılmalıdır.
Dolgun, eğitimcilerin gelecek nesillerin kendilerine emanet edilmesinin bilinç ve şuuru ile hareket ettiğini, sadece öğretim noktasında değil, vatana, millete ve topluma faydalı, ahlaklı, dürüst, çalışkan, üretken ve karakterli gençler yetiştirmek için eğitim noktasında da üstün çaba gösterdiklerine dikkat çekti. Böylesine önemli bir görev ifa eden öğretmenlerin ve eğitim çalışanlarının toplumda hak ettiği değeri bir türlü göremediğini kaydeden Dolgun, MEB’in öncelikle yapması gereken hususun eğitimcilerin saygınlıklarının artırılması olduğunu bildirdi.
Maaş zamları enflasyon farkının dahi altında kalıyor!
Ekonomik sorunlara da dikkat çeken Dolgun, maaş artışları başta olmak üzere kamu çalışanlarının birçok alanda hak kaybına uğradığını söyledi. Kamu çalışanlarının maaş zammından daha fazla enflasyon farkı aldığına dikkat çeken Dolgun, ücret artışlarının, maaş zammı enflasyon farkının dahi altında kalmasının kabul edilemez olduğunu söyledi. Çalışanların ekonomik durumunun iyileştirilmesi için kayıplarının telafi edilmesi, bunun için de seyyanen zam yapılması, enflasyon farkının maaşlara her ay yansıtılması, refah payı verilmesi ve vergi diliminin yüzde 15’e sabitlenmesi gerektiğini bildiren Dolgun, Hükümetin bu taleplere kulak vermesini istedi.
Mülakat kaldırılmalıdır.
Mülakat uygulaması ile ilgili önemli açıklamalar da yapan Dolgun, liyakatin mülakatlar eliyle örselendiğini bildirerek, kamuda tüm alanlardan mülakatın kaldırılması gerektiğini söyledi. 2014 yılında MEB Teşkilat Kanunu’nda yapılan değişiklikle Milli Eğitim Bakanlığı’nda yönetici atama süreçlerinin mülakatlar marifetiyle yürütüldüğünü kaydeden Dolgun, yapılan sınavlarda, sınav başarısının mülakatlar nedeniyle rencide olmasından dolayı eğitim çalışanlarında güvensizlik oluştuğuna dikkat çekti. Süreçlerin şeffaf yürütülmesi noktasında sadece yazılı sınavın esas alınması gerektiğini belirten Dolgun, “Hem ilk atamalarda hem görevde yükselme sınavlarında hem de yönetici atamalarında sadece yazılı sınav başarısı ele alınmalı, mülakat mevzuattan kökten kaldırılmalıdır” dedi.
Kaynak