Yapılması gereken; refah payı uygulamasının kalıcı hale getirilmesi, enflasyon farkının maaşlara aylık olarak yansıtılmasıdır.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan Genel Kurul’da divan başkanlığına seçilen Genel Başkan Yardımcımız Cengiz Kocakaplan yaptığı konuşmada, ülkemizin yapı taşı olan çalışanların ne yazık ki ciddi bir ekonomik kayıpla karşı karşıya olduğunu belirterek, 7. Dönem Toplu Sözleşme Görüşmelerinde memur ve emeklilerimizin umduğunu bulamadığını söyledi. Toplumumuzun her kesiminde olduğu gibi kamu çalışanlarının da yüksek enflasyondan, hayat pahalılığından, fahiş fiyatlardan, yüksek kira giderlerinden muzdarip olduğuna dikkat çeken Kocakaplan, toplu sözleşme görüşmelerine imza atıldığı günden bugüne kadar maaşlardaki erimenin devam ettiğini kaydetti. Yetkili konfederasyonun etkisiz tavrı ve beceriksizliği nedeniyle 7. Dönem Toplu Sözleşme sürecinin diğer 6 dönemde olduğu gibi heba edildiğini bildiren Kocakaplan, adeta danışıklı dövüşün faturasını yine kamu çalışanlarının ödediğini belirtti.
Ülkemizde açlık sınırının 12 bin 198 TL’ye, yoksulluk sınırının ise 39 bin 733,03 TL’ye yükseldiğini hatırlatan Kocakaplan, 2024’ün ilk altı ayında yüzde 15, ikinci altı ayında yüzde 10, 2025’in ilk altı ayında yüzde 6 ve ikinci altı ayında yüzde 5 zam yapılması kararı ile kamu çalışanlarının ekonomik çaresizlikle karşı karşıya bırakıldığını söyledi. Temmuz ve ağustos aylarından alınacak enflasyon farkının şimdiden yüzde 13 olduğuna vurgu yapan Kocakaplan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın ‘Ocak 2024’te artış yüzde 50’ye yaklaşacak’ şeklindeki sözlerine atıfta bulunarak, Sayın Bakan’ın enflasyon farkını zam gibi gösterdiğini bildirdi. Enflasyon farkı kadar zammın zam anlamına gelmediğini kaydeden Kocakaplan, “Yapılması gereken; refah payı uygulamasının kalıcı hale getirilmesi, enflasyon farkının maaşlara aylık olarak yansıtılması, en düşük dereceli memur maaşının 22 bin TL’ye yükselmesi için aradaki farkın tüm memur maaşlarına yansıtılması, 8 bin 77 TL’lik ödemenin taban aylığa yansıtılarak emekli maaşlarının hakkaniyetli bir düzeye ulaştırılması, maaşların yılın ikinci yarısında kuş olup uçmasına neden olan vergi dilimlerinin yeniden gözden geçirilerek, yüzde 15’e sabitlenmesi, birinci dereceye gelen tüm kamu görevlilerinin ek gösterge rakamlarının 3600’e yükseltilmesidir” diye konuştu.
Toplu sözleşmede yetkili konfederasyonun üzerinde uzlaşmaya varıldığını ifade ettiği genel konulara ilişkin 50 başlığın da büyük kısmının geçtiğimiz dönemlerde karar altına alınan konular olduğuna dikkat çeken Kocakaplan, “Masada kamu çalışanlarının hakkına sahip çıkamayan, pazarlık yapmak yerine, sadece istişare ile yetinen, işveren gibi davranarak, kamu çalışanlarını hiçe sayan, masaya elini, gövdesini koyamayanlara karşı Türkiye Kamu-Sen her zaman mücadelesini sürdürecektir. Kamu çalışanları da daha fazla kaybetmemek için destek verdiği bu yapılardan elini, eteğini çekerek, toplu pazarlık masasında kendilerini temsil edebilecek kabiliyette sendikalara yüzünü dönmelidir” diye konuştu.
ÖMK, öğretmenlerin talepleri doğrultusunda düzenlenmelidir.
Öğretmenlik Meslek Kanunu ile ilgili açıklamalar yapan Kocakaplan, Yüksek Mahkeme’nin kanunun bazı hükümlerine iptal kararı verdiğini hatırlattı. Bu kararın kanunun eksik yönlerinin telafisi noktasında bir fırsat olduğunu söyleyen Kocakaplan, kanunun öğretmenlerin talep ve beklentileri doğrultusunda yeniden düzenlenmesini ve en kısa sürede TBMM gündemine getirilmesini istedi. Kariyer basamakları için getirilen sınavın kaldırılmasını, 5 yılını dolduran öğretmenlere uzman, uzmanlıkta 5 yılını dolduran öğretmenlere ise başöğretmen unvanı verilmesini de talep ettiklerini kaydeden Kocakaplan, “Kanun öğretmenlerin muhatap olduğu tüm süreçleri de ihtiva etmelidir” dedi.
Eğitim çalışanlarına yönelik şiddeti önlemek için kanunda düzenlemelerin yer alması gerektiğini de bildiren Kocakaplan, “Kanunun en büyük eksikliği yönetici atama sürecine yer verilmemiş olmasıdır. 100 binin üzerinde yönetici pozisyonu bulunan bir bakanlık bunu göz önüne almalıdır” dedi.
Bu ülke mülakat garabetinden çok çekti.
Mülakatla ilgili de açıklamalar yapan Kocakaplan, hem yönetici atamalarında hem de ilk atamalarda mülakata yer verilmemesi gerektiğini söyledi. 2014 yılında MEB Teşkilat Kanunu’nun değiştirildiğini ve bir gecede ehil, bilgili, tecrübeli yöneticilerin görevden alındığını, mülakat marifeti ile on binlerce kişi iş başına getirildiğini hatırlatan Kocakaplan, o dönemde çekirdek çitler gibi kul hakkı yenildiğini ifade etti.
“2016 yılında İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü toplam 45 kişiden oluşan 9 komisyon kurdu. Komisyon üyesi 45 kişinin 44 tanesi sadece bir sendikanın üyesi idi. Mülakat sonuçları açıklandığında komisyonların 100 tam puan verdiği toplam 86 aday olduğu görüldü. 86 kişinin 81 tanesi sadece bir sendikanın üyesi idi. 90 ve üzeri puan alan 214 kişiden 197 tanesi yine aynı sendikanın üyesi idi. Hatta öyle garipliklere şahit olundu ki; mesela torpil listeleri önceden hazırlandığı için mülakatlar başlamadan önce vefat etmiş olan adaylara bile komisyonlar tarafından puanlar verilmişti” diye konuşan Kocakaplan, bu garabetin bir daha yaşanmamasının önemine dikkat çekti.
Son yıllarda yapılan öğretmen atama mülakatlarında güvenlik soruşturması ile birlikte KPSS puanına mütenasip puanlar verildiğine dikkat çeken Kocakaplan, “Biz mülakatın eğitim her alanından kaldırılması için mücadele verirken, Milli Eğitim Bakanı Sayın Yusuf Tekin, öğretmen adaylarının 45 dakikalık bir mülakata alınacağını açıklaması beklentilerimizle örtüşmemiştir. Her komisyon üyesi birbirinden farklı özelliklere sahiptir. Dolayısıyla ne kadar da ‘kul hakkı yemeyeceğim’, ‘kamera kaydı olacak’ deseniz de, kişisel takdir hakkının olduğu bir komisyonun, hakkaniyet ve adaleti sağlayacağını söylemek mümkün değildir. Bu noktada Bakanlığın mülakat sevdasından vazgeçmesini ve öğretmen adaylarımızı KPSS puan üstünlüğüne göre atamasını istiyoruz” dedi.
Kongrede yapılan zorunlu organların seçimi sonucunda Sezai Hangişi güven tazelerken, Bartın Şubemizin yeni yönetim kurulu şu isimlerden oluştu: Sezai Hangişi Mehmet Bekçi, İsmail Şimşek, Ersin Uzun, Emre Çınar, Gökhan Bilir, İsmail Altunlar.
Kaynak