Urfalı: Müfredat paydaşların katılımıyla güncellenmelidir.
Bir konuşma yapan Genel Sekreterimiz Haydar Urfalı, müfredatın güncellenmesi sürecine değinerek, bu kadar kapsamlı bir değişimin hiçbir denetleme mekanizması kullanılmadan bu kadar hızlı uygulanacak olmasının ciddi sorunlar oluşturabileceğine dikkat çekti. Program geliştirme sürecinin sağlıklı yürütülmesi için programların hazırlanıp alan uzmanı akademisyen ve öğretmenler tarafından tartışılmasının önemini vurgulayan Urfalı, bu sürecin ardından pilot uygulaması, uygulama sürecinde ortaya çıkan durumlara göre programda gerekli düzeltmelerin sağlanması gerektiğini belirtti. Eğitim programları güncellemelerinde öğretmen ve akademisyenlerin görüşlerinin dikkate alınmasını isteyen Urfalı, yerli ve milli müfredat vurgu yaptı.
Urfalı: En az ücretli öğretmen sayısı kadar atama yapılmalıdır.
Haydar Urfalı, öğretmen atamalarının en kısa sürede yapılması gerektiğini de bildirdi. Türk Eğitim-Sen’in araştırmasına göre ülkemizde ücretli öğretmen sayısının 77 ilde 71 bin 761 olduğunu, sadece İstanbul’da17 bin 411 ücretli öğretmen çalıştırıldığını, ön lisans mezunlarının sayısının 7 bin 29’a ulaştığını bildiren Urfalı, norm kadro açığının da 77 ilde 99 bin 986 olduğunu söyledi. Bu durumun, ücretli öğretmen çalıştırılmasına rağmen ülkemizde öğretmen açığının kapatılamadığının göstergesi olduğunu vurgulayan Urfalı, “Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılının başlangıcında, Türkiye Yüzyılını inşa ederken, eğitimi öncelemek başat sorumluluğumuzdur. Eğitimin itici gücünün öğretmenler olduğunu göz önüne aldığımızda eğitim alanında tasarruf yapılmayacağı gerçeğinden hareketle, tüm imkânlarımızı geleceğimiz olan çocuklarımıza, onları yetiştiren öğretmenlerimize seferber etmeliyiz. Bu noktada en az ücretli öğretmen sayısı kadar öğretmen ataması ivedilikle yapılmalıdır. Ayrıca ücretli ve sözleşmeli öğretmenlik tamamen kaldırılarak, sadece kadrolu atama yapılması sağlanmalıdır” dedi.
Dolgun: MEB’i Bakanlık Merkez Teşkilatı yönetmelidir.
Genel Başkan Yardımcımız Selahattin Dolgun da Milli Eğitim Bakanlığı’nın özellikle taşra teşkilatının, sendika, vakıf görünümlü çeteler tarafından ablukaya alındığını kaydederek, Bakanlık Merkez Teşkilatının bu duruma el koymasını istedi. Bu çetelerin hareket kabiliyeti bulduğunu, adeta paralel yapı haline geldiğini bildiren Dolgun, “Eğitimde başarı ve verim elde etmek istiyorsanız, mutlaka bu çetelerin kökünü kurutmalısınız” dedi.
Dolgun: Angarya işlere son verilsin!
Eğitim çalışanlarımızın ekonomik problemlerinin yanı sıra özlük hakları ile ilgili sorunlarına değinen Dolgun, Yardımcı Hizmetler Sınıfında çalışanların görev tanımlarının yapılmamasının büyük eksiklik olduğunu söyledi. Angarya işlerde çalıştırılan bu arkadaşlarımızın idarenin verdiği her işi yapmakla mükellef olduğunu söyleyen Dolgun, bu uygulamanın keyfiliğe yol açtığını bildirdi.
Okullarda hizmetli eksikliğine dikkat çeken Dolgun, bazı okullarda hiç hizmetli personel olmadığını, bazılarında ise hizmetli personel sayısının ihtiyacı karşılamaktan uzak kaldığını söyledi. Okullarda hizmetli eksiğinin İş-Kur üzerinden giderilmeye çalışıldığını kaydeden Dolgun, “Okullarımızın hizmetli personel ihtiyacı tam anlamıyla sağlanmalıdır. Aksi takdirde okullarda salgın hastalıkların önüne geçilemeyecektir” diye konuştu.