Türk Eğitim-Sen, 03.09.2024 tarihinde Girne’de “50. Yılında Kıbrıs Barış Harekâtı, Alternatif Bakış Açılarıyla Türk Tarihindeki Yeri” konulu bir konferans düzenledi.
Konferans öncesinde Türk Eğitim-Sen ve Uluslararası Avrasya Eğitim Sendikaları Birliği Genel Başkanı Talip Geylan, Genel Merkez Yöneticilerimiz ve Şube Başkanlarımız, KKTC kurucu Cumhurbaşkanı merhum Rauf Denktaş’ın kabrini ziyaret etti. Genel Başkanımız Talip Geylan, KKTC Ülkü Ocakları Başkanı Fatih Arıcıyla da bir araya geldi.
“50. Yılında Kıbrıs Barış Harekâtı, Alternatif Bakış Açılarıyla Türk Tarihindeki Yeri” konulu konferansımızaKKTC Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar ve Başbakan Sayın Ünal Üstel, Türk Eğitim-Sen ve UAESEB Genel Başkanı Talip Geylan, Kıbrıs Türk Memur Sendikası Genel Başkanı Akın Manga, Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyeleri ve Türk Eğitim-Sen şube başkanları ve çok sayıda davetli katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan konferansta, Kıbrıs Türklüğünün mücadelesi ve kahraman Mehmetçiğimizin destansı zaferi yad edilerek, bağımsız ve müstakil Kıbrıs Türk Devleti’nin ebediyen payidar kalacağı bir kez daha ve gür sesle dile getirildi.
Ersin Tatar: Kıbrıs meselesi Türkiyesiz çözülemez
Konferansın açılışında bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs Türkü’nün bu topraklarda büyük bir varlık mücadelesi verdiğini hatırlatarak, Kıbrıs Türk halkının kendi kimliği, kendi kültürü ve milli değerleriyle adadaki varlığını sürdürebilmesi için Anavatan Türkiye’nin desteğinin önemli olduğunu vurguladı.
Kıbrıs meselesinin Türkiyesiz çözülemeyeceğini söyleyen Tatar, “Bazılarının, ‘Kıbrıs Kıbrıslılarındır ve Kıbrıslılar bu işi çözecek’ siyasetinin altında çok büyük tuzaklar ve samimiyetsizlik yatmaktadır. Kıbrıs’ta iki millet vardır. Kıbrıs’ta Kıbrıs Türkü, Kıbrıs Rum’u vardır. Kıbrıs Türkü büyük Türk milletinin ayrılmaz ve kopmaz bir parçasıdır. Yalnız değiliz. Bu dava da ortak davamızdır. Bu meseleyi Türkiye ile götürmekteyiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Tatar, Cumhurbaşkanı olarak kendisinin, Başbakanın ve hükümetin her hal ve şartta, özellikle Kıbrıs meselesinde ayrıntıları Türkiye ile tartıştıklarını belirterek, yeni milli siyasetin iki devlet siyaseti olduğunu hatırlattı. Federal çerçevede bir çözüm şeklinde burasının Avrupa Birliği adası olacağını, Türk askerinin adadan çekileceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Tatar, “50 yıldır adada barış, güvenlik ve huzurun teminatı olan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin adadan çekilmesiyle Kıbrıs Türkü’nün başına gelecekleri tahmin etmek için dâhi olmaya gerek yok. Gazze’de olanları görüyoruz” diye konuştu.
Kıbrıs Türkü’nün büyük bedeller ödediğini belirten Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Kıbrıs’ta bir anlaşma olacaksa Kuzey’deki egemen bağımsız Türk devletinin tanınması, devlet olarak bunun parçası olmasıyla kalıcı adil ve sürdürülebilir olabilir. Onlar Cumhuriyet biz cemaat, Avrupa Birliği kuralları içinde vatandaşlık haklarıyla bir anlaşmanın kalıcı ve sürdürülebilir olacağını düşünüyorlarsa çok yanılıyorlar. Kendi milli değerlerimizi, milli kimlik ve kültürümüzü kaybedip, o şekilde bir organizasyona ve maceraya girecek halimiz yok” diye konuştu.
Üstel: Anavatan ile birbirimize sarılarak bugünlere geldik
Başbakan Ünal Üstel de yaptığı konuşmada, Anavatan Türkiye ile birlikte dünyaya önemli mesajlar verildiğini dile getirdi. “Çok zulümler çekildi, soykırımlar yaşandı, insanlarımızı kaybettik. Hiçbir zaman pes etmedik” diyen Üstel, Türkiye’nin desteklerinin kendilerine her zaman moral olduğunu belirtti.
20 Temmuz 1974 Barış Harekâtı ile adaya barış geldiğini ve özgülüklerine kavuştuklarını kaydeden Üstel, Barış Harekâtı ile birlikte aynı zamanda Rumlara da barış geldiğini söyledi. O günlerde mücadeleden geri adım atılmadığını vurgulayan Üstel, “Özgürlüğümüze kavuştuk ve devletimizi kurduk. Devletimizi dünyaya tanıtmak için canla başka mücadele veriyoruz” diye konuştu.
Filistin’de yaşanan katliamlara değinen Üstel, on binlerce kişinin can verdiğini belirterek, “Nerede Güvenlik Konseyi, nerede BM?” diye sordu. “Bizi de yok etmek için canla başla çalıştılar. Bizi topla ve tüfekle yok edemediler. Anavatan ile birbirimize sarılarak bugünlere geldik” diyen Üstel, 20 Temmuz 1974 Barış Harekâtı ile özgürlüklerine kavuştuklarını kaydetti.
Üstel, TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’ndaki KKTC’nin bağımsızlığının tanınması çağrısının ardından Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci üye olduklarını bildirdi. Rumların KKTC ekonomisini çökertmek için bir takım girişimler yaptığını ifade eden Üstel, KKTC’yi dünyada hak ettiği yere getirmek için çalıştıklarını ifade etti.
Geylan: Bugün, Kıbrıs Türklerinin direnişi, sadece Kıbrıs için değil, bütün Türk dünyası için bir onur ve gurur kaynağıdır.
Türk Eğitim-Sen ve UAESEB Genel Başkanı Talip Geylan da konferansın açılışında yaptığı konuşmada, Kıbrıs Zaferi’nin 50. yılını kutlarken, bu haklı davanın eseri olan KKTC’nin tüm dünyada tanınması ve kabul görmesinin en büyük arzu ve beklentileri olduğunu söyledi. Geylan, “Çünkü Kıbrıs’ın Türklüğü, sadece bir toprak parçası üzerinde hak iddia etmekten ibaret değildir; Bu dava, binlerce yıllık Türk azminin emeği, şehit kanlarıyla sulanmış bir direnişin, asaletin ve onurun mücadelesidir” dedi.
Kıbrıs Barış Harekâtı’nın Türk milletinin mazlumun yanında olma kararlılığının bir ifadesi olduğunu bildiren Geylan, “Türkiye Cumhuriyeti, Garantörlük Antlaşması gereği uluslararası hukuktan doğan haklarını kullanmak için önce İngiltere ile birlikte bu operasyonu yapmak istemiş fakat oyalamalar karşısında 20 Temmuz 1974 tarihinde Atilla Operasyonu’nu başlatmış, yapılan ateşkes çağrılarından netice alınamayınca ‘Ayşe tatile çıksın’ parolası ile harekete geçmiş ve Kıbrıs Türklerinin zulümden kurtuluşunu sağlamıştır. Ancak bu harekât, sadece Kıbrıs Türklüğünü kurtarmakla kalmamış, aynı zamanda dünya tarihine de adaletin, insanlığın ve medeniyetin bir zaferi olarak geçmiştir. Eğer Kıbrıs Barış Harekâtı olmasaydı, Kıbrıs adası ikinci bir Girit olma yolunda hızla ilerleyecek, Kıbrıs Türkleri büyük bir soykırıma maruz kalacaktı” diye konuştu.
Geylan sözlerini şöyle sürdürdü: “Rahmetli Denktaş’tan bir anı aktarmak istiyorum. ‘Filistinli bir arkadaşımla Televizyonda Beyrut’taki olayları seyrediyorduk, Bana iyi ki sizin ana vatanınız var eğer Türkiye olmasa siz de bizim gibi olurdunuz.’ Bu sözler, Filistin’in bugünkü durumu göz önüne getirildiğinde, çok daha anlamlı hale gelecek, Türkiye’nin yapmış olduğu Atilla Operasyonu çok daha net anlaşılacaktır. Gazze’de yaşananlar, masum insanların katledildiği, insanlığın ve merhametin rafa kaldırıldığı, vicdanları sızlatan acı dolu bir savaş olarak karşımızdadır. Biz, vicdanlı insanlar olarak bu savaşın her türlüsünü şiddetle kınıyor ve bir an önce durdurulmasını yüce Allah’tan niyaz ediyoruz.
Bugün, Kıbrıs Türklerinin direnişi, sadece Kıbrıs için değil, bütün Türk dünyası için bir onur ve gurur kaynağıdır. Kıbrıs adasında akan her damla kan, Türk milletinin asil duruşunun, zulme karşı boyun eğmeyen ruhunun bir nişanesidir. Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 50. yılını kutlarken, bu şanlı mücadelenin, Kıbrıs Türklüğünün varoluşunun ve direnişinin Türkiye ve Türk dünyası için ne kadar anlamlı ve önemli olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyorum”
Kıbrıs’ta adaletin tesisi için gelen bir milletin, nasıl bir imha operasyonuna tabi tutulduğunu anlatmanın, sistematik bir propaganda ile Türk milletini yıpratmaya çalışanlara cevap vermenin bizlerin milli görevi olduğunu kaydeden Geylan, “Kıbrıs Türklüğünün onurlu direnişi, ahlaklı ve ilkeli bir savunmanın tarafı olmuştur. Kurdukları Türk Mukavemet Teşkilatı ve Kıbrıs Türkleri, hiçbir masum Rum’un canını yakmamış, hiçbir sivil yerleşim yerine saldırmamış, aksine, adadaki mücadeleleri ile Yunan ve Rum cuntasının Rumlara yapacağı katliamları da önlemiştir. Kıbrıs’ta verilen bu büyük mücadelenin, Kıbrıs Türklüğünün direnişinin, Türkiye ve Türk dünyası için ne kadar büyük bir anlam taşıdığını tüm dünyaya göstermek bizim en kutsal vazifemizdir. Türk dünyasının her bir ferdi, kendi imkânları ve ilgi alanları doğrultusunda, hakikatten ve Türk milletinden yana tavrını net bir şekilde ortaya koymalıdır” dedi.
Bir dijital yayın platformunun Kıbrıs Barış Harekâtı’nı Rum tezleri üzerinden işleyen diziyi yayınlayacak olmasına da tepki gösteren Geylan, “Yıllardır yayınlarıyla kültürel, sosyal ve ahlaki tahribatın kurgusal aparatı işlevini yürüten dijital yayın platformu Netflix, bu kez de Kıbrıs Barış Harekatı’nı Rum tezleri üzerinden işleyen Famagusta adlı diziyle soykırımın, katliamın ve iftiranın sözcülüğüne soyunarak emperyalizmin aparatlığı görevini üstlenmiş. Şiddetle kınıyor ve lanetliyorum! 1974 Barış Harekatı, bugün muhatap olduğumuz ‘Kıbrıs Meselesi’ nin NEDENİ değil SONUCUDUR! Bu sonuç; aynen bugün Gazze’de yaşandığı gibi, EOKA’cı Rum çetelerinin çocuk, yaşlı, kadın demeden masum soydaşlarımızı katletmesi üzerine Türkiye’mizin soykırıma son vermek için duruma el koymuş olmasıdır. Velhasıl, “Batı’da değişen bir şey yok!” Medeniyet görünümlü tek dişli canavarın tarihsel hesabı devam ediyor. Lakin; unuttukları bir şey var; ‘Ayşeler tatile çıkmaya’ her daim hazır!” dedi.
Geylan sözlerini şöyle tamamladı: “Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 50. yıl dönümünü kutlarken, Kıbrıs Türklüğünün adadaki varlığında ve bugüne gelmesinde emeği geçen, Barsbay Bey, Lala Mustafa Paşa, Canbulat Bey, Şehit Cengiz Topel, Dr. Fazıl Küçük, Rauf Denktaş, Ali Rıza Vuruşkan gibi adını sayamadığımız onlarca, yüzlerce komutanı, kurmay zekayı, devlet adamını, şehitlerimizi rahmetle anıyor, gazilerimizi ve TMT mücahitlerimizi saygıyla selamlıyor, yapılan çalışmaların Kıbrıs Türklüğü ve Türk dünyası için hayırlı olmasını diliyorum.”
Açılış konuşmalarının ardından “50. Yılında Kıbrıs Barış Harekâtı, Alternatif Bakış Açılarıyla Türk Tarihindeki Yeri” konulu konferans gerçekleştirildi. Konferansın yönlendiriciliğini Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yılmaz Yeşil yaptı.
Konferansta; Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Türk Tarih Kurumu Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Necdet Hayta “Tarihi Süreç İçinde Kıbrıs ve Kıbrıs Türklüğü”, Kıbrıs Gazisi Mücahit, KKTC Kültür ve Turizm E. Bakanı İsmail Bozkurt “Kıbrıs Barış Harekâtı Öncesinde; Türkiye, Mücahitler ve Türk Mukavemet Teşkilatı”, Emekli Albay, Akademisyen, Araştırmacı Yazar Dr. Suat Akgül “Kıbrıs Barış Harekâtı’na Doğru Askeri Süreç ve Harekâtın Sonuçları”, Emekli Kurmay Albay Dr. Oğuz Kalelioğlu “Kıbrıs’ta Türk’ün Destansı Mücadelesi” konularını içeren birer konuşma gerçekleştirdi.
Konferansın ardından Türk Eğitim-Sen’in Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 50. Yılı Anısına hazırladığı “Şafakla Birlikte Gelen Zafer 50. Yılında Kıbrıs Destanı” adlı kitap tanıtımı yapıldı.